Yemini bozunca ne yapmalı ?

Efe

New member
---

Yemini Bozunca Ne Yapmalı? Bir Hikâyeden Doğan Forum Tartışması

Arkadaşlar, geçen hafta başıma gelen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki benzer şeyler yaşayan vardır, belki de sizden farklı bakış açıları duymak bana da iyi gelir. Olay biraz kişisel ama eminim hepimizin hayatına dokunan tarafları var. Hikâye boyunca “yemin” kavramının sadece dini ya da hukuki bir mesele olmadığını, aynı zamanda insan ilişkilerini ve toplumsal dinamikleri nasıl etkilediğini fark ettim.

---

Hikâyenin Başlangıcı: Verilen Söz

Bir akşam dost meclisinde, masada sohbet koyulaşırken ağzımdan şu söz çıktı:

“Bir daha asla gece geç saatlerde abur cubur yemeyeceğim.”

Herkes güldü ama ben içimden ciddi ciddi kendime bir yemin etmiştim. Sağlığımı düşünüyordum, kendime güvenmek istiyordum. O an masadaki erkek arkadaşlarım, bu yemini “disiplin testi” gibi gördüler. Kadınlar ise “kendine fazla yüklenme, hayat bazen esnek olmayı gerektirir” diyerek destek verdiler.

---

Yemin Bozuluyor

Aradan üç gün geçti. Gece geç saat, ders çalışıyorum. Birden dolaptaki çikolata aklıma düştü. Önce direndim, sonra “Bir kereden ne çıkar?” dedim. O an elimde çikolata ambalajı hışırtıyla açılırken, fark ettim ki yeminimi bozmuştum.

O an içimde iki ses vardı:

- Biri bana “Sözünü tutamadın, demek ki iradesizsin” diyordu.

- Diğeri ise “İnsansın, hata yapmak normal” diye fısıldıyordu.

Ertesi gün bu olayı yakın arkadaş grubuna anlattım. İşte asıl tartışma o zaman başladı.

---

Erkek Karakterlerin Çözüm Odaklı Tavrı

Masada iki erkek arkadaşım vardı: Ahmet ve Murat.

Ahmet hemen stratejik bir çözüm sundu:

“Bak kardeşim, yemin bozduysan mesele kapanmaz. Kendine yeni bir sistem kur. Mesela gece mutfağa girme, çikolatayı eve hiç alma. Yemin bir araçtır, stratejiyi değiştirmek gerek.”

Murat ise daha sertti:

“Yemin, yemindir. Bozduysan telafi etmen gerekir. Kendine ceza ver, spor yap, en azından bedelini öde ki iraden sağlam kalsın.”

Erkeklerin yaklaşımı daha çok “çözüm” ve “disiplin” üzerineydi. Onlara göre mesele duygusal değil, mantıksal bir problem gibi görülüyordu.

---

Kadın Karakterlerin Empatik Yaklaşımı

Aynı masada iki kadın arkadaşım da vardı: Elif ve Zeynep.

Elif, yüzüme anlayışla baktı:

“Yemin bozmak seni kötü biri yapmaz. Asıl önemli olan niyetin. Sen sağlığını düşünerek bu kararı almıştın. Bir kere bozman sürecin tümünü değersiz kılmaz. Kendine bu kadar yüklenme.”

Zeynep ise daha toplumsal bir açıdan yaklaştı:

“Bazen yeminler bireysel değil, ilişkisel anlam taşır. Sen bu yemini sadece kendine değil, bize de söylemiştin. Bu yüzden biz de bu sürecin bir parçasıyız. O yüzden birlikte destek olabiliriz. Mesela seninle gece atıştırmalık yerine bitki çayı içelim.”

Kadınların yaklaşımı empati ve ilişkisel destek üzerine kuruluydu. Onlara göre mesele yalnızca disiplin değil, aynı zamanda paylaşım ve bağ kurmaktı.

---

Yemin Bozmanın Toplumsal Boyutu

Bu küçük olay bile gösterdi ki yemin bozmak yalnızca kişisel bir durum değil, toplumsal yankıları olan bir mesele:

- Erkekler daha çok “bireysel başarı” ve “stratejik çözüm” üzerinden yorum yaptılar.

- Kadınlar ise “ilişkisel bağlar” ve “empati” üzerinden destek sundular.

Küresel ölçekte baktığımızda da benzer bir tablo görüyoruz:

- Batı kültürlerinde yemin, bireysel disiplin ve özgüven testi olarak görülüyor.

- Doğu kültürlerinde ise yemin, topluluk içinde güven ve onur meselesi.

Yani yemini bozduğunda Batı’da “kendine sözünü tutamadın” denirken, Doğu’da “topluluğa verdiğin sözü bozdun” deniliyor.

---

Hikâyenin Dönüm Noktası

Arkadaşlarla tartışmadan sonra içimde yeni bir farkındalık oluştu. Ahmet’in stratejisi bana pratik çözümler sundu. Murat’ın disiplin vurgusu beni ayağa kaldırdı. Elif’in empatisi yüreğimi rahatlattı. Zeynep’in ilişkisel yaklaşımı ise yalnız olmadığımı hissettirdi.

O gece kendime şöyle dedim:

“Evet, yemini bozdum. Ama bu bozuluş, tamamen başarısız olduğum anlamına gelmez. Belki de bu süreç, hem kendimi hem de arkadaşlarımı daha iyi tanımamı sağladı.”

---

Forumda Tartışmaya Açık Sorular

Hikâyemi burada bitiriyorum ama merak ediyorum:

- Siz hiç verdiğiniz bir yemini bozdunuz mu? O an ne hissettiniz?

- Sizce yemin bozunca telafi için stratejik çözümler mi daha etkili olur, yoksa empatik destek mi?

- Yemin kavramı sizce bireysel bir mesele mi, yoksa toplumsal bir bağ mı?

---

Sonuç: Hikâyeden Öğrendiklerim

Küçük bir çikolata yüzünden bozulmuş bir yemin, bana şunu öğretti: Yemin yalnızca bireyin iradesiyle ilgili değil, aynı zamanda çevresindeki insanların bakışıyla da şekilleniyor. Erkekler bu meseleye çözüm odaklı ve stratejik yaklaşırken, kadınlar empati ve ilişki boyutunu öne çıkarıyor. İkisinin birleşimi ise insana gerçek bir denge sunuyor.

Belki de yemin bozunca yapılacak en doğru şey, hem stratejik bir yol çizmek hem de çevrendekilerden destek almayı kabul etmek. Çünkü insan hem birey hem de toplumsal bir varlık.

---

Kelime sayısı: ~845