Psikoterapi süreci, psikoterapi almaya karar verdiğimiz anda başlar. kimi vakit yaşadığımız travmatik olaylar ve bunlara verdiğimiz reaksiyonlar, kimi vakit de kendi kendimize meselelerle baş etmekte zorlandığımızı fark etmek; bize yardım almamız gerektiğini gösterir.
Yardım almaya karar vermek her vakit fazlaca kolay değildir. Bilhassa toplumumuzda, psikolog, psikiyatrist üzere uzmanlardan takviye almak “deli hekimine gitmek” olarak tabir edilip değersizleştirilmekte ve etiketlenmeye sebep olabilmektedir. Bu durum, biroldukça insanın ruhsal olarak sorunlu olduğu periyotlarda yardım almasına pürüz olmaktadır. Bu dezavantajları da göz önünde bulundurduğumuzda, yardım almak için; evvela zihinsel olarak bir hazırlık gerekir.
Zihinsel olarak hazır olduğumuzda ve yardım almaya karar verdiğimiz anda ise yeni bir soru karşımıza çıkar? Kimden ve nasıl bir takviye almalıyım?
kimi vakit etrafımızdan duyarız; “şu psikoterapiste gittim bana fazlaca güzel geldi ya da hiç güzel gelmedi” üzere tecrübelerini aktaranlar olur. kimi vakit ismi en duyulmuş ve tanınan şahıslara gitmeyi düşünürüz. kimi vakit de büsbütün rastlantısal bir biçimde başvurduğumuz bir klinikte karşımıza çıkan uzmanla görüşürüz. Bu arayış etabında kimi vakit hakikat psikoterapistle karşılaşırız. Karşılaşamadığımız durumda ise; sorunun çözülememesi ve psikoterapiden beklentinin karşılanamaması, sık görülen durumlardır.
bu biçimde; gerçek psikoterapisti bulmak, hakikat yardımı almanın en değerli şartıdır diyebiliriz. Pekala, gerçek psikoterapisti nasıl bulabiliriz?
Öncelikle psikoterapi nedir ve kimler yapabilir kısmına biraz değinelim. Psikoterapi, şahısların his, niyet ve davranışlarıyla ilgili yaşadıkları dertleri ele alan, farkındalık kazandırarak değişimi amaçlayan, ruh sıhhatini güzelleştirmeye yönelik yapılan müdahaledir. Bir uzmanın psikoterapi yapabilmesi için; psikoterapinin nasıl yapılacağına dair birtakım eğitimler ve süpervizyonlar almış olması gerekir. Yani her psikolog ya da psikiyatrist, psikoterapist değildir!
Bir danışan olarak, psikoterapist seçerken şunlara dikkat edilmelidir:
Yardım almaya karar vermek her vakit fazlaca kolay değildir. Bilhassa toplumumuzda, psikolog, psikiyatrist üzere uzmanlardan takviye almak “deli hekimine gitmek” olarak tabir edilip değersizleştirilmekte ve etiketlenmeye sebep olabilmektedir. Bu durum, biroldukça insanın ruhsal olarak sorunlu olduğu periyotlarda yardım almasına pürüz olmaktadır. Bu dezavantajları da göz önünde bulundurduğumuzda, yardım almak için; evvela zihinsel olarak bir hazırlık gerekir.
Zihinsel olarak hazır olduğumuzda ve yardım almaya karar verdiğimiz anda ise yeni bir soru karşımıza çıkar? Kimden ve nasıl bir takviye almalıyım?
kimi vakit etrafımızdan duyarız; “şu psikoterapiste gittim bana fazlaca güzel geldi ya da hiç güzel gelmedi” üzere tecrübelerini aktaranlar olur. kimi vakit ismi en duyulmuş ve tanınan şahıslara gitmeyi düşünürüz. kimi vakit de büsbütün rastlantısal bir biçimde başvurduğumuz bir klinikte karşımıza çıkan uzmanla görüşürüz. Bu arayış etabında kimi vakit hakikat psikoterapistle karşılaşırız. Karşılaşamadığımız durumda ise; sorunun çözülememesi ve psikoterapiden beklentinin karşılanamaması, sık görülen durumlardır.
bu biçimde; gerçek psikoterapisti bulmak, hakikat yardımı almanın en değerli şartıdır diyebiliriz. Pekala, gerçek psikoterapisti nasıl bulabiliriz?
Öncelikle psikoterapi nedir ve kimler yapabilir kısmına biraz değinelim. Psikoterapi, şahısların his, niyet ve davranışlarıyla ilgili yaşadıkları dertleri ele alan, farkındalık kazandırarak değişimi amaçlayan, ruh sıhhatini güzelleştirmeye yönelik yapılan müdahaledir. Bir uzmanın psikoterapi yapabilmesi için; psikoterapinin nasıl yapılacağına dair birtakım eğitimler ve süpervizyonlar almış olması gerekir. Yani her psikolog ya da psikiyatrist, psikoterapist değildir!
Bir danışan olarak, psikoterapist seçerken şunlara dikkat edilmelidir:
Yardım alacağımız uzmanın psikoterapist olup olmadığını anlamak için, rastgele bir terapi ekolünün eğitimini alıp almadığını sormak, sertifika ya da diplomalarını incelemek bize fikir verecektir.
Şikâyetimiz olan mevzuyla ilgili tecrübesi var mı, daha evvel benzeri danışanlar görmüş mü ve nasıl bir usul ile çalışmış olduğunu sorabiliriz.
Psikoterapistlerin, psikopatoloji yani ruhsal bozukluklar hakkında geniş kapsamlı bilgisi olması gerekir fakat bir daha de her psikoterapist her hastalığa yönelik çalışmayabilir, muhakkak alanlarda uzmanlaşabilir. Bu niçinle, görüşeceğimiz psikoterapiste hangi alanda uzmanlaştığını sormamız, yanlışsız seçimi yapmamızı sağlayacaktır. Örneğin cinsel terapi alanında uzmanlaşmış bir psikoterapist, yaşadığı travma kararı birtakım meşakkatler yaşayan bir danışan için kâfi donanıma sahip olmayabilir.
Son olarak; tüm bunlara dikkat ederek seçmiş olduğumuz bir psikoterapist ile görüşürken bile bu sürecin her vakit doğrusal olarak düzgüne gitmeyebileceğini ve inişli çıkışlı bir müddetç olduğunu bilerek kendimize ve terapistimize vakit vermeliyiz. Terapiden yarar görmediğimizi düşündüğümüz noktada; bunu terapistimiz ile paylaşıp neyin mahzur olduğunu bir arada bulabiliriz.