dostunuz size verdiği kelamı tutmadığında nasıl hissedersiniz? Temelde hayal kırıklığı, öfke, keder, güvensizlik ve bilumum yan hisler. Bu durum birden hayli sefer yenidenlandığında karşınızdakine güvenmemeye başlar, davranışlarına kuşkuyla bakar, ona duyduğunuz hürmetin azaldığını görürsünüz.
Artık kendi kendinize koyduğunuz gayeleri, kelamları, vs. düşünün. Tabi özne kendimiz olduğumuzda savunma düzeneklerimiz fazlaca daha kuvvetli çalışmakta. E zira kendimizi korumak, dağılmayı önlemek için bu sistemlere gereksinimimiz var. Uzun vadede yahut kısa vadede ulaştığınız bir maksatta yaşadığınız doyumu hatırlayın. Tamamlanmışlık hissini yaşadığınız, tatmin olduğunuz, memnun olduğunuz, benliğin bütünlüğünü hissettiğiniz, öz şefkatinizin yüksek olduğu, özgüveninizin arttığı o anı … Bu bir diğeri olsa onunla gurur duyardınız yahut tam zıddı haset edebilirdiniz. Gurur ve hürmet ortak paydada birleşebilen iki yüksek histir. Gurur duyduğunuz şeye hürmet da duyarsınız. Gayelere ulaştıkça tamamlanmışlık hissi ve kendinize duyduğunuz hürmet artar.
kimi vakit hayat umduğumuz üzere gitmez. Ya umduğumuzun tam aykırısı olur ya da umduğumuzun biraz eksiği olur. Lakin biraz eksik bile bize olmamış üzere gözükür. Maksatlar, verilen kelamlar gerçekleşmeyince hayal kırıklığının yanında olumsuz hisleri hissetmek hayli olağandır. Bunlar üst üste gelince ise daima bu biçimde gideceği konusunda kendimizi ikna ederiz. Maksadın gerçekleşmeme sebebinde öbür etmenleri muhakeme etmeyiz ve en yakındaki kendimize fatura çıkarırız. bu biçimdece özsaygımıza olan darbeleri indirmeye başlarız. Bu bir saatin dişlisi üzeredir. Kendimize karşı gaddar çok şefkatten uzaklaşırız, şefkat görmeyen bütün bakımını aksatır, bakımı azalan siz özgüveniniz azalır ve özsaygınızı zedelemiş olursunuz.
Gaye belirlerken kendinizi tanımanız epey kıymetlidir. Çevresel şartları da göz önünde bulundurarak, kendi hudutlarınız dahilinde atılan her adım özsaygınıza katkı sağlayacak basamaklardır. Zira günün sonunda gerçekleşen konumlar kendi hanenize yazacağınız ve kıvanç duyacağınız puanlarınızdan meydana gelen özsaygıdır. Kendinizi ne kadar uygun tanırsınız o kadar sağlam adımlar atarsınız bu da kendinize olan itimadınızı arttırır.
Kendinizi tanımanın yolu ise bakım ve şefkatten geçer. Dinlemek, ana odaklanmak, istekleri duymak, sevmek, gereksinimlere yönelmek vücut ve zihninizin hakkıdır. Bunları karşıladığınız vakit sonlarınızı da keşfetmeye başlamış olursunuz. Başlamış olursunuz diyorum zira insanın kendini keşfi hayatının en keyifli, maceralı manasıdır. Hayat uzunluğu sürer. Bu o denli bir uğraştır ki asla sıkılmaz, tecrübeden tecrübeye aktarılan her his hayli değerlidir. Değerli olduğu için şefkat gösterilesidir. Değerli olan şey hürmet duyulasıdır. Paha nazaranndir. Bakım isteyendir. Tüm bunların farkında olmak ise en kıymetlisidir.
Artık kendi kendinize koyduğunuz gayeleri, kelamları, vs. düşünün. Tabi özne kendimiz olduğumuzda savunma düzeneklerimiz fazlaca daha kuvvetli çalışmakta. E zira kendimizi korumak, dağılmayı önlemek için bu sistemlere gereksinimimiz var. Uzun vadede yahut kısa vadede ulaştığınız bir maksatta yaşadığınız doyumu hatırlayın. Tamamlanmışlık hissini yaşadığınız, tatmin olduğunuz, memnun olduğunuz, benliğin bütünlüğünü hissettiğiniz, öz şefkatinizin yüksek olduğu, özgüveninizin arttığı o anı … Bu bir diğeri olsa onunla gurur duyardınız yahut tam zıddı haset edebilirdiniz. Gurur ve hürmet ortak paydada birleşebilen iki yüksek histir. Gurur duyduğunuz şeye hürmet da duyarsınız. Gayelere ulaştıkça tamamlanmışlık hissi ve kendinize duyduğunuz hürmet artar.
kimi vakit hayat umduğumuz üzere gitmez. Ya umduğumuzun tam aykırısı olur ya da umduğumuzun biraz eksiği olur. Lakin biraz eksik bile bize olmamış üzere gözükür. Maksatlar, verilen kelamlar gerçekleşmeyince hayal kırıklığının yanında olumsuz hisleri hissetmek hayli olağandır. Bunlar üst üste gelince ise daima bu biçimde gideceği konusunda kendimizi ikna ederiz. Maksadın gerçekleşmeme sebebinde öbür etmenleri muhakeme etmeyiz ve en yakındaki kendimize fatura çıkarırız. bu biçimdece özsaygımıza olan darbeleri indirmeye başlarız. Bu bir saatin dişlisi üzeredir. Kendimize karşı gaddar çok şefkatten uzaklaşırız, şefkat görmeyen bütün bakımını aksatır, bakımı azalan siz özgüveniniz azalır ve özsaygınızı zedelemiş olursunuz.
Gaye belirlerken kendinizi tanımanız epey kıymetlidir. Çevresel şartları da göz önünde bulundurarak, kendi hudutlarınız dahilinde atılan her adım özsaygınıza katkı sağlayacak basamaklardır. Zira günün sonunda gerçekleşen konumlar kendi hanenize yazacağınız ve kıvanç duyacağınız puanlarınızdan meydana gelen özsaygıdır. Kendinizi ne kadar uygun tanırsınız o kadar sağlam adımlar atarsınız bu da kendinize olan itimadınızı arttırır.
Kendinizi tanımanın yolu ise bakım ve şefkatten geçer. Dinlemek, ana odaklanmak, istekleri duymak, sevmek, gereksinimlere yönelmek vücut ve zihninizin hakkıdır. Bunları karşıladığınız vakit sonlarınızı da keşfetmeye başlamış olursunuz. Başlamış olursunuz diyorum zira insanın kendini keşfi hayatının en keyifli, maceralı manasıdır. Hayat uzunluğu sürer. Bu o denli bir uğraştır ki asla sıkılmaz, tecrübeden tecrübeye aktarılan her his hayli değerlidir. Değerli olduğu için şefkat gösterilesidir. Değerli olan şey hürmet duyulasıdır. Paha nazaranndir. Bakım isteyendir. Tüm bunların farkında olmak ise en kıymetlisidir.