İSTANBUL (İGFA) – Ünlü olmak için tüm hudutları zorlayanlar, hatta çocuklarını kullananlar dahi var. her insanın fenomen olamayacağını belirten uzmanlar sürdürülebilir tesir için bu işin de aşikâr kriterler çerçevesinde yapılması gerektiği ikazında bulunuyor.
Konuyla ilgili bilgi veren Akademisyen Müellif Ecehan Ersöz “Bu mevzuda fenomen ve influencer olmak üzere iki kavramı ayrıştırmak gerekiyor. Her iki kesim de toplumsal medyada kıymetli oranda içerik üretiyorlar. Sayıları ise her geçen gün daha da fazlalaşıyor. Bu iki kavram birbirine yakın görülüyor ancak ortalarında en temelde bir ayrım var. Fenomenler daha fazla dikkat çekecek viral dediğimiz yüksek paylaşım oranı yakalayacak içerikler üretiyorlar. Burada muhakkak bir alanı sahiplenmekten çok epey izlenme ve paylaşım olacak içerikler oluşturuyorlar. İçeriklerinde olağan dışılığın, aşırılığın ve tehlikeleri göze almanın daha ön planda olduğunu görüyoruz. Örneğin yakın vakitte İtalya’nın Amalfi kentindeki katedralde üzerindeki kırmızı pelerinle yarı çıplak poz veren İngiliz toplumsal medya fenomeni, bölge halkının reaksiyonunu çekti. bu türlü yürek hudutlarının aşıldığı durumlar görülebiliyor” dedi.
ETKİ İÇİN 5 KRİTER ÖNEMLİ
Influencerın kelimine manasını ise ‘sosyal medyada tesir yaratan, tesirli olan kişi’ olarak tanımlayan Ersöz, “ötürüsıyla influencerlık şahsi markalaşma konusunun değer kazandığı bir alan. Bu yola çıkanlar kendini tanımak, hakikat ilgi alanını bulmak, imaj idaresi, konuşma tarzı, vücut lisanı üzere konularda da kendine yatırım yapmalı. Tesir yaratabilmek için bu bileşenleri yanlışsız yönetmek gerek. İlaveten yapılan işin tabiatı gereği marka ve pazarlama mevzularına yönelik bilgi sahibi olunması lazım” diye konuştu.
Sürdürülebilir tesir yaratmak için 5 kritere dikkat çeken Ersöz, “İçerik kalitesi en başta geliyor. Bu mevzuda yaratıcılık kıymetli yoksa uzun vadede içerik üretiminde yaşanacak tıkanmalar işin sürdürülebilirliğini engelleyebilir. Buna ilaveten takipçilere yönelik empati yapmak, ilgi alanındaki trendleri izlemek, daima irtibatta ve etkileşimde kalmak gerekiyor” tabirlerini kullandı.
60 BİNİ GEÇİYOR
Kariyer perspektifi yaratabilir : kimi vakit de influencerların ilgi alanı olmaktan çok eğitim aldıkları ya da deneyim kazandıkları alanda bu işi yaptıklarını görüyoruz. Gerideki birikim bu durumda fark yaratmalarına katkı sağlıyor ve mesleklerini güçlendiriyor.
Türkiye’de 1000 ile 10 milyon takipçiye sahip 60 binden çok influencerın bulunduğuna dikkat çeken Ersöz, “Bu sayı daima artıyor. Günümüzde dijital platformlar, fotoğraf, görüntü çekimi ve montaj formlarını kolaylaştırdı. bir daha influencer olmanın talep görmesinde çalışma şartlarının rahat ve eğlenceli görülmesi bu alana yönelmeyi artırıyor. Tüm bunların yanında aslında bilgi birikimi, disiplin, yaratıcılık, bağlantı hüneri gerektiren bir alan. Bu da aşikâr alanlarda eğitim almayı gerektiriyor. Kar noktasında da nizamlı içerik paylaşımı, takipçi sayısı, etkileşim, izlenme oranı üzere kriterler tesirli oluyor. Bu kriterlere ehemmiyet verenler belirli müddet daha sonrasında aylık ortalama 20 ila 30 bin TL içinde gelir elde edebiliyorlar. Bu çok yüksek takipçiler hesaplar için 200 bin TL’ye kadar çıkıyor” dedi.
‘TAKİPÇİLERİNİ YANILTABİLİYORLAR’
Influencerların en çok moda, teknoloji, konut dekorasyon, anne-çocuk kategorisi ve lifestyle kategorilerindeki mamüllerin satışında tesirli olduğunu aktaran Ersöz, vakit zaman da takipçilerini yanılttıklarını söylemiş oldu. Ersöz, “Eğer tecrübe aktarılan husus yahut eser ile ilgili kâfi bilgiye sahip değillerse bu durum yaşanabiliyor. Sonuçta bu bir tanıtım işi ve tanıtılan eserin ya da hizmetin özelliklerine hâkim olmak gerekiyor. İş birliği ismi altında yapıldığı için bu bahse dikkat edilmeli. Yanlışsız bilgiler paylaşılmalı. Eserin gerçekleştirmediği yararlar vaat olarak sunulmamalı. Satış odaklı olup aldatıcı bilgi sunulmamalı. Telaffuzlar, kullanılan lisan bu noktada değerli. Başka türlü takipçiler mağdur olabiliyor, hayal kırıklığı yaşanıyor. İlavaten hem influencerın kendisinin birebir vakitte markanın prestij ve itimat kaybetmesi kelam konusu. Bu sebeple şeffaf ve objektif olmak epeyce büyük ehemmiyet taşıyor. İrtibat kriterleri ve ürün/hizmet bilgisi manasında itina gösterilmeli” tabirlerini kullandı.
ÇOCUĞUN KİŞİLİĞİNDE SORUN YARATABİLİR
Kimi ‘anne fenomenler’ çocuklarının her anını yayınlayıp çocukları üzerinden para kazanıyor. Ersöz, anne influencerlar hakkında ise şunları söylemiş oldu: “Anne influencerlar çocuk paylaşmayı hayatlarının bir kesimi olduğu için eser kümeleriyle bağlantılı olarak tercih edebiliyorlar. Hiç paylaşmamayı yeğleyenler de var. Kimi durumlarda çocuğun paylaşımı ebeveynler içinde tansiyona bile yol açabiliyor. Bu yüzden paylaşımlar anne babanın sonucu ile kimi kriterlere dikkat ederek yapılmalı. Fotoğraf ve görüntülerde çocuğun korunumuna itina gösterilmeli. Toplumsal medya kamuya açık bir alan bunun şuurunda olmak gerekiyor. Çocuğun giysi ve hallerinde doğallığının korunmasına dikkat etmek kıymetli. kimi vakit çocuğun sempatisi üzerinden tanıtım yapmak için yapılacak yönlendirmeler kişiliğinde sorun yaratabilir. Çocuğun paylaşımdaki rolü, ne biçimde paylaşıldığı onun üzerinde olumsuz tesir bırakmamalı. İlaveten çocuğun ne sıklıkta paylaşıldığı kıymetli bir kriter oluşturuyor. Filtreler gerçeklik algısında uzun vadede sorun yaratabilir.”
Konuyla ilgili bilgi veren Akademisyen Müellif Ecehan Ersöz “Bu mevzuda fenomen ve influencer olmak üzere iki kavramı ayrıştırmak gerekiyor. Her iki kesim de toplumsal medyada kıymetli oranda içerik üretiyorlar. Sayıları ise her geçen gün daha da fazlalaşıyor. Bu iki kavram birbirine yakın görülüyor ancak ortalarında en temelde bir ayrım var. Fenomenler daha fazla dikkat çekecek viral dediğimiz yüksek paylaşım oranı yakalayacak içerikler üretiyorlar. Burada muhakkak bir alanı sahiplenmekten çok epey izlenme ve paylaşım olacak içerikler oluşturuyorlar. İçeriklerinde olağan dışılığın, aşırılığın ve tehlikeleri göze almanın daha ön planda olduğunu görüyoruz. Örneğin yakın vakitte İtalya’nın Amalfi kentindeki katedralde üzerindeki kırmızı pelerinle yarı çıplak poz veren İngiliz toplumsal medya fenomeni, bölge halkının reaksiyonunu çekti. bu türlü yürek hudutlarının aşıldığı durumlar görülebiliyor” dedi.
ETKİ İÇİN 5 KRİTER ÖNEMLİ
Influencerın kelimine manasını ise ‘sosyal medyada tesir yaratan, tesirli olan kişi’ olarak tanımlayan Ersöz, “ötürüsıyla influencerlık şahsi markalaşma konusunun değer kazandığı bir alan. Bu yola çıkanlar kendini tanımak, hakikat ilgi alanını bulmak, imaj idaresi, konuşma tarzı, vücut lisanı üzere konularda da kendine yatırım yapmalı. Tesir yaratabilmek için bu bileşenleri yanlışsız yönetmek gerek. İlaveten yapılan işin tabiatı gereği marka ve pazarlama mevzularına yönelik bilgi sahibi olunması lazım” diye konuştu.
Sürdürülebilir tesir yaratmak için 5 kritere dikkat çeken Ersöz, “İçerik kalitesi en başta geliyor. Bu mevzuda yaratıcılık kıymetli yoksa uzun vadede içerik üretiminde yaşanacak tıkanmalar işin sürdürülebilirliğini engelleyebilir. Buna ilaveten takipçilere yönelik empati yapmak, ilgi alanındaki trendleri izlemek, daima irtibatta ve etkileşimde kalmak gerekiyor” tabirlerini kullandı.
60 BİNİ GEÇİYOR
Kariyer perspektifi yaratabilir : kimi vakit de influencerların ilgi alanı olmaktan çok eğitim aldıkları ya da deneyim kazandıkları alanda bu işi yaptıklarını görüyoruz. Gerideki birikim bu durumda fark yaratmalarına katkı sağlıyor ve mesleklerini güçlendiriyor.
Türkiye’de 1000 ile 10 milyon takipçiye sahip 60 binden çok influencerın bulunduğuna dikkat çeken Ersöz, “Bu sayı daima artıyor. Günümüzde dijital platformlar, fotoğraf, görüntü çekimi ve montaj formlarını kolaylaştırdı. bir daha influencer olmanın talep görmesinde çalışma şartlarının rahat ve eğlenceli görülmesi bu alana yönelmeyi artırıyor. Tüm bunların yanında aslında bilgi birikimi, disiplin, yaratıcılık, bağlantı hüneri gerektiren bir alan. Bu da aşikâr alanlarda eğitim almayı gerektiriyor. Kar noktasında da nizamlı içerik paylaşımı, takipçi sayısı, etkileşim, izlenme oranı üzere kriterler tesirli oluyor. Bu kriterlere ehemmiyet verenler belirli müddet daha sonrasında aylık ortalama 20 ila 30 bin TL içinde gelir elde edebiliyorlar. Bu çok yüksek takipçiler hesaplar için 200 bin TL’ye kadar çıkıyor” dedi.
‘TAKİPÇİLERİNİ YANILTABİLİYORLAR’
Influencerların en çok moda, teknoloji, konut dekorasyon, anne-çocuk kategorisi ve lifestyle kategorilerindeki mamüllerin satışında tesirli olduğunu aktaran Ersöz, vakit zaman da takipçilerini yanılttıklarını söylemiş oldu. Ersöz, “Eğer tecrübe aktarılan husus yahut eser ile ilgili kâfi bilgiye sahip değillerse bu durum yaşanabiliyor. Sonuçta bu bir tanıtım işi ve tanıtılan eserin ya da hizmetin özelliklerine hâkim olmak gerekiyor. İş birliği ismi altında yapıldığı için bu bahse dikkat edilmeli. Yanlışsız bilgiler paylaşılmalı. Eserin gerçekleştirmediği yararlar vaat olarak sunulmamalı. Satış odaklı olup aldatıcı bilgi sunulmamalı. Telaffuzlar, kullanılan lisan bu noktada değerli. Başka türlü takipçiler mağdur olabiliyor, hayal kırıklığı yaşanıyor. İlavaten hem influencerın kendisinin birebir vakitte markanın prestij ve itimat kaybetmesi kelam konusu. Bu sebeple şeffaf ve objektif olmak epeyce büyük ehemmiyet taşıyor. İrtibat kriterleri ve ürün/hizmet bilgisi manasında itina gösterilmeli” tabirlerini kullandı.
ÇOCUĞUN KİŞİLİĞİNDE SORUN YARATABİLİR
Kimi ‘anne fenomenler’ çocuklarının her anını yayınlayıp çocukları üzerinden para kazanıyor. Ersöz, anne influencerlar hakkında ise şunları söylemiş oldu: “Anne influencerlar çocuk paylaşmayı hayatlarının bir kesimi olduğu için eser kümeleriyle bağlantılı olarak tercih edebiliyorlar. Hiç paylaşmamayı yeğleyenler de var. Kimi durumlarda çocuğun paylaşımı ebeveynler içinde tansiyona bile yol açabiliyor. Bu yüzden paylaşımlar anne babanın sonucu ile kimi kriterlere dikkat ederek yapılmalı. Fotoğraf ve görüntülerde çocuğun korunumuna itina gösterilmeli. Toplumsal medya kamuya açık bir alan bunun şuurunda olmak gerekiyor. Çocuğun giysi ve hallerinde doğallığının korunmasına dikkat etmek kıymetli. kimi vakit çocuğun sempatisi üzerinden tanıtım yapmak için yapılacak yönlendirmeler kişiliğinde sorun yaratabilir. Çocuğun paylaşımdaki rolü, ne biçimde paylaşıldığı onun üzerinde olumsuz tesir bırakmamalı. İlaveten çocuğun ne sıklıkta paylaşıldığı kıymetli bir kriter oluşturuyor. Filtreler gerçeklik algısında uzun vadede sorun yaratabilir.”